Try right click.

Aciklama...

Su anda okumakta oldugunuz blogtaki yazilar sadece son aya ait olan ve secilmis birkac yazidan ibarettir. Ay sonunda bir onceki aya ait olan yazilar yayindan kaldirilmaktadir. Sadece secilmis birkac yazi belli siklikta degistirilmek uzere sinirli sure icin tekrardan yayinlanacaktir.
Sevgiler... Archi*Sugar

31 Ekim 2010 Pazar

31.Ekim.2010 / Istanbul

Saat degisikligi nedeniyle 6 olmadan gunesli bir Istanbul sabahina uyaniyorum...

Hastaneyi ariyoruz hemen. 1,5 gun oldu hastamizi yatirali. Yarinki 10 saatlik bir kalp ameliyatina asla hazir olunmayacagi kesin. Icim buruluyor dusundukce.

Zaman geciyor... Uzun suren tatli bir kahvaltinin tam ortasinda televizyondaki korkunc haberle icim ciz ediyor, binlerce diken batiyor kalbime. 7 sene once yasadigim bomba deneyimini hatirlatiyor. Yerde yatan yaralilari gordukce, panik icindeki insanlari seyrettikce tekrar tekrar yasiyorum 7 sene oncesini. Hayret ediyorum, Taksim'in merkezinde, Istanbul'un hatta Turkiye'nin kalbinde, tam da zaten bombaya karsi koruma icin orada bulunan polislerin icinde boylesine bir faciaya engel olamamalarina hayret ediyorum...

Arabama binip Bagdat Caddesi'ne cikiyorum...

Gec kalmis ama tam da yerinde bir 29 Ekim konvoyunun icine dusuyorum. Sirenlerin esliginde yol alirken sokaktaki insanlarin yuzundeki gurur ve mutluluk ifadesi ile icim huzur buluyor.

Tam yanimdan bir gelin arabasi geciyor. Icinde mutlu bir gelecek umuduyla yola cikmis bir cift... Yuzlerinde kocaman bir gulumseme...

Erenkoy Camii'nin onune geliyorum sikisik bir trafikte. Onunde park etmis yesil tasittan, iceride sokaktakinden cok farkli duygular yasandigi cok acik. Ilerlemeyen yolda avluya dogru bakiyorum. Hayatlarinin en uzgun gununu yasayan insanlarla dolu.

Sozun bittigi yer diyorum... Ask, nefret, eglence, mutluluk, hastalik, saglik, gurur, umutsuzluk, hasret, kavusma, sozler, dusunceler, istekler, amaclar... aslinda ne kadar da anlamsiz... Dunyanin bir yerinde, hatta ayni cati altinda, ayni cografyada hepsi birden es zamanli yasanirken.. Sadece birkac metre ilerisinde, yolun sonu...

21 Ekim 2010 Perşembe

Montessori Matematik Uygulamalari Semineri


16 - 17 Ekim tarihlerinde sevgili Nuran'in onculugunde, Binbir Cicek Cocuklar Evi'nin  yoneticisi sevgili Hilal Hanim grubumuz uyelerine Montessori Egitimi'nde Matematik Uygulamalari konulu bir seminer verdi. 

Montessori felsefesinin "cocuk" temelli muhtesem sistemine ve Maria Montessori'nin her konuda oldugu gibi matematikte de essiz dehasina bir kez daha hayran kaldik, cok sey ogrendik ve cok sey paylastik.

Ankara'dan bizim icin gelen ve bilgisini bizlerle paylasan sevgili Hilal Hanim'a, hepimiz adina seminerleri organize eden ve cok yorulan sevgili Nuran'a ve katilimda bulunan duyarli ve istekli tum ailelere ve egitmenlere... Ve Maria Montessori... 100 yil sonrasindan Sana, boylesine bir deha oldugun icin cocuklarimiz  ve ailelerimiz adina sonsuz tesekkurler...



3 Ekim 2010 Pazar

Kelebekler

"Selin dogdu"...

Amerikan Hastanesi'nin genisce bir koridorunda bekleme salonunda oturmus, az once elimi tutup yanagima kocaman bir opucuk vermis guzel kadinin o anda neler yasadigini ve ilerideki hayatimizin nasil olacagini dusunmeye o kadar dalmistim ki... Mutluluk ve heyecanla yogrulmus ses tonu ile soylenen o cumle beni kendime getirdi...

Heyecanla bekledigim, istedigim, kavusmak icin ailede herkese gunlerce dil doktugum, rica ettigim, hayaller kurdugum, dua ettigim kucuk Selin gelmisti...

"Selin dogdu"...
Dun gibi....
Dogumun, seni koklamak icin ilk uyandirisim, senin aglamanla ilk uyanisim, ilk gulumsemen, ilk adimin, ilk dogumgunun, kucucuk ellerin, kucucuk ayaklarin, okula baslaman, kendine guvenin, kazandigin madalyalar, getirdigin takdirnameler, lise mezuniyetin, universiteye gidisin, universite mezuniyetin, bizi gururlandirip  harika bir doktor olusun, mecburi hizmete gidisin, birlikte gulusumuz, aglamamiz, kavgalarimiz, barismalarimiz, paylasmalarimiz, hayallerimiz, ortak yonlerimiz, karsit yonlerimiz, benzer yonlerimiz...

Simdi ise... yeni bir kapi... yeni bir pencere... yeni bir yol...

Nisanlandin artik... Yuzundeki gulumsemeyi, kalbindeki heyecani, duru guzelligini ve pastandaki kelebekleri andiran sonsuz mutlulugunu paylasmak herseye deger...

Guzel kardesim...

Hep mutlu ol...

Related Posts with Thumbnails